10 Temmuz 2009 Cuma

köpek, rutin, ritüel ve türk kahvesi üzerine





rutin köpekleri mutlu eder. kendilerini muhtemelen güvende hissetmelerini sağladığından. her gün aynı saatte yürümeye çıkarırsın, her seferinde dünyaları bağışlamışsın gibi heyecanlanır. aynı şeyleri yemekten gına gelmez köpek milletine. aynı oyuncak, ilk anda keşfettiğince eğlencelidir her oynadığında. aynı yerde yatmayı tercih eder. aynı şeylere öfkelenip havlar.

yıllar yılları kovaladıkça neredeyse onlarınkine benzer bir minnetle kurup, neredeyse aşkla sarılıyorum rutinlerime. ancak insan köpeklerden fazla oyun sever. oyunlar da aslında kurallar silsilesidir. rutinlerini ritüellere dönüştürerek taçlandırır insan türü.

türk kahvesi, hazzın rutin ritüeline dönüştüğünde harikuladedir. her nedense, yetişkin olana dek reddettiğim oryantal hazlardan biridir türk kahvesi. ancak birkaç yıldır bir keyif ritüeline dönüştü. hazırlaması ve içmesiyle, hep birden.
fincanının boyutu, eşlikçi bir içecek olmasına engel olur. işte belki bu yüzden daha bir abartılır onun keyfi. bilgisayarda bişeyler yaparken bir yandan soğutarak içemezsin. ya da kitap okurken bir elinde türk kahvesi olması düşünülemez. türk kahvesi içerken, yaptığın sadece bundan ibaret olur ki bu kadar keyif almanın sebebi de tadıyla birlikte budur kesinlikle.

o küçücük fincanından yudumlarken kim ararsa arasın, çalan telefon sesi düşmandır. ya da dışarıdan herhangi bir alaka talebi. şeyler ya ondan önce ya da sonra halledilir. "şurayı toplayıp öyle içeyim kahvemi" "kahvemi içeyim de öyle telefon ederim" türk kahvesi hiçbir zaman "şu kahve" değildir mesela. illa ki "kahvem" dir.

tatil benimki gibi uzun olunca, bu tür rutin ritüellerin toplamı tam da tatil gibi hissettirebilir. (sıkıcılaşıyor muyum acaba?) mesela kışın tatili düşünürken, "ooooh, kahvaltıdan sonra bi güzel kahvemi içip..." cümleleri tatil ruhunu pek güzel anlatabilir. ve gizli takanak sahibi biri olarak sıkısıkıya, bir köpek coşkusuyla bu hazzı kaçırmamak tatilin küçük oyunlarından birine dönüşebilir. mmm, ve görülen o ki dönüşmekte de. hazzın bölünmeyeceğine emin olunacak şekilde, kişi sayısına göre seçerek tercihen bakır cezveyi, kahveyi hazırlamak, kabarmayı izlemek, ennn doğru zamanda köpüğünü almak, ve az bir taşım kaynatmak, hiç arttırmamak, eksik yapmamakla gurur duymak, köpüğünü bozmadan haz mekanına taşımak, önce birkaç yudum su ile lezzete hazırlanmak, sigaraya, çakmağa uzanmak, ilk nefes ve ilk yudumla kendi içine balıklama dalarak, bu minimum algıyla dopdolu, neredeyse meditatif bir farklındalıkla, telveye varmak, alışkanlıkla öğrenilmiş kadarında dur diyerek, fincanı yerine son kez bırakmak.

bu hazza, hazzı kavrayabilmeye, layıkıyla içebildiğim her bir fincana nasıl müteşekkirim...

1 yorum:

Türk Kahvem dedi ki...

Türk kahvesi kesinlikle bir ritüeller bütünü... Hazırlanışından, tüketilişine kadar. Güzel bir yazı olmuş! :)

Türk Kahvem
http://turkkahvem.blogcu.com/