15 Şubat 2009 Pazar

expectable unexpected


ve şöyle ve böyle.

öngörülerin "ben demiştim"lerle neşrolunduğunda da olunmadığında da acı bile vermekten aciz olduğu bir an.

bir an ki olumlasa da olumlu hissettirmeyen.
ben biliyorum zaten lerin faydasızlığının farkındalığının kifayetsizliği!



breath in breath out.
abyss dibi batak.

11 Şubat 2009 Çarşamba

YAĞMUR


başlığa büyük harfler atfettim ki bu bir güzellemeye işaret etse gerek kanımca.
layık olmayı umarak derhal başlıyorum


amerikalı bir hatunla tanıştık. 2 hafta için istanbul a gelmiş. (bence bir lezbiyendi.) dedi ki 10 gün hep yağmur yağmış. ben de şansa bak! dedim. ama sonra dedim ki "ama ne güzel yağdı" dedi ki evet türkler yağmuru seviyor.

saptamaya alet edildim. anlamsızca göğsüm kabardı mesela, yağmuru seven milletizdir biz! niye bu kadar marifetse yağmuru sevmek... işte o kadar derine inmiş. yağmur iyidir. ıslanmaktan nefret edenler bile sanki içlerinde bi yerde yağmuru sever, sevmek zorundalardır gibi...

soylarca çiftçi olduğumuz için mi? kadın sesi, para sesi, su sesi kutsal üçlemesinden mütevellit mi? çakılmış ki ne çakılmış.

rasyonelle duygusal arasındaki farktan olsa gerek. hem de paradoksal. yağmur toprak için bereket demektir diye değil de hüzünlü, elembaz bir faktör olduğundan severimişiz gibi yaparız. tabi biz böyle hüzünlü falan deriz ama batılı direk depresif der. ve depresyon mutlak feci olarak tanımlanmıştır. insanın kendisini ararken fazla derine bakmasının toplum için bir tür zararı olsa gerek!

sevinçten çok acı ile kendimizi daha çok var ederiz. acılara katlanma, onlarla başa çıkma becerimiz hayatta başarıya delalet eder, yaşam anlamını bulur adeta! bu ne tür bir varoluş kompleksidir!!!

huzur bizde huzursuzluk yapar... kaşınırız, kaşım kaşım. anlamsızlaştığımızı sanırız. görünmezleştiğimizi, etkisizleştiğimizi. dahil olma çabasıyla, yeniden ucunu yakalamaya çalışırız acıyla, asla uzağında olmadığımız halde. işaretler ararız, buluruz. öylece yaşayıp gidemeyiz... nasıl bir tatminsizlik!!!

yazı çığrından çıkar...

yağmur güzellemesi, bilahere tekrar ele alınmak üzere rafa kaldırılır. (her bir yazar yağmura güzelleme yapmak ister, her bi sanat musikicisinin makberi okumak istemesi gibi)