12 Temmuz 2014 Cumartesi

huysuzluğa dair

huysuzum evet.
bu tatil aileyle geçirilen 2 hafta içerisinde babamın söylenme sevgisini fark ettim. kişilere, durumlara, olaylara söylenme ve şikayet.
ve farkettim ki benim lugatımda sohbet mevzularından, sohbet yöntemlerinden biri olarak kayıtlı bu şikayet, sızlanma, mızıkma, söylenme, eleştirme olayı.
buraya yazıyorum ki ben, bu tür şeyleri kolay unutan biri olarak, her söylendiğimde, şikayetten muhabbet yarattığımda, sızlandığımda fark edeyim de vaz geçeyim, bakalım nasıl olacak?

dizilerle başım dertte

yazdan yaza izlediğim dizileri unutuyorum. eski gözağrım dizimag hatırlardı. mutluyduk. şimdi resmen karşılaşıp hatırlıyorum. eskiden beklerdim bi de dizi gelsin.
yazdan yaza notu düşüyorum kendime o yüzden:
orange is the new black
hemlock grove
perception
leftovers
under the dome
constantine


bitten ne zamandı?
ya my mad fat diary?
twist sonbahardı ama katlanıp izleyebilecek miyim bir sezon daha?
true dedektif tekrar sezon yapmayacaktı sanırım.
luther devam etme densizliği göstermez.
forbrydelsen sonsuza kadar sürebilir, ben izlerim
bron/broen in ikinci sezonuna neden gıcık oldum? hatunu adama çakmaya çalışıyolar gibi geldi:(
black mirrordan hep en sonradan haberim oluyor.
mentalist yok olsun
tell me you love me dedi berirü bi de freaks and geeks

şimdilik reminder budur.