18 Mart 2009 Çarşamba

yazmayı özledim


annem yine sordu bugün: "kızım, yazıyor musun?"
annelerin aklına takılanlar işte.
kızım kaşkolunu taktın mı'dan sıkılan anne...

ev arkadaşlarımın erkek olmasının durumu bir sitcom a benzettiğini söyledikten sonra sordu bunu.
uzaktan belki bu davulun sesi yaratıcı geliyordur kimbilir. ama anneciğim, anneciğim, çok da öyle kayıtlara geçilecek bişey yok.
sadece bir holywood klişesi yapmak gerekirse, klozet şeysini arada bir havada buluyosun. hepsi bu.

zamanla genel erkek cazibesinden bişeyler de eksiltiyor olabilirler, nitekim hissiyatsız naharikalar kumpanyasının "aşk" üvertürüne kombine bilet almışçasına kıpırtısızım karşı cinse birer birer. ancak yekünde, ya da terim olarak felan gayet heyecan vericiler ve bu cümleyi bir psikiyatra tekrarlamak zorunda kalmadan vasat bi kırıştırmaya kapağı atmak iyi olabilir diye düşünüyorum.

sevgili anne, bak görüyosun kızın halen içerikle değil, yaygara ile, şatafat ve de göz boyama ile ilgi çekmekte, eğer çekmekteyse.
bu uzun cümleler, çıkılamamış bir post ergenlik ötesi sendroma mı işarettir acaba?

cümleye dair:
başlarsın, işleri zorlaştırmak için de devam edersin, ve başlarken ne diyeceğini bilmektesindir de nasıl diyeceğin hakkında hiçbir fikrin yoktur. böylece her cümle, içeriğinden ipuçlu bir gramer bulmacasına dönüşür ki, bence zevkli bir challenge'dır. aklın varsa kendi üzerine oynar, pes etmez, virgüllerle uzatır, dolaylamalarla sündürür, benzetmelerle evirip çevirir ve halen özne nesne yüklem ilişkisini kaybetmediysen hışımla, kaybettiysen aramak için geriye göz gezdirerek usul usul -şimdi yaptığım gibi- koyarsın noktanı.

yolun dolambaçlılığı ve bunca katakulli yorar, anlamsız bir "başarı" yanılsaması dudaklarının kenarına değer. artık o cümle ile işin bitmiştir. hatta o kadar bitmiştir ki, bir zaman sonra tekrar okuduğunda, başka birine aitmiş gibi bile gelir.

tam bu noktada yine ey yazar parçası, bir duygusal kavşakta bulursun kendini (artık her kimden bahsediyorsak) bir tarafın, "vay ne hoş olmuş" demek eğilimindedir. bu yabancılık sende başarı hissi yaratmıştır çünkü kendine ait oldukları mühletçe pek de kaydadeğer görünmeyeceklerdir gözüne... ya daaaa, bu kadar yabancı bulmak ve hatırlayamamaktan dolayı utanca kapılırsın, al işte, görüntüyü kurtaran, kısmi hayranlık uyandıran bir cümle yazmışım evelallah da, ne kadar da yalancıyım böyle ben, ne kadar da samimiyetsizim ki, aslında muhtemelen söyleyecek hiçbirşeyim yok, laf kalabalığıyla, makyajla uğraşıyorum da, pardon anlatacak hikayem yok ve bu maskenin altında sanki bir yüz de yok.

sevgili anneciğim, bak yazmakla ilgili sorun bana neler yaptırdı? (yine hollywood klişesi, phsyco hep karşıdakini suçlar...)

saatlerce yazabilirim. ama anlatacak bişeyim var mı?
saatlerce yazmaktan zevk alabilir, döne döne yazdıklarımı okuyarak mastürbe olabilirim, ama ne diyebilirim acaba?

oturup gelmelerini beklemekle gelmediklerinden neredeyse eminim.
ben 13 yaşımdan beri aha da şimdi yazar olucam diye bekliyorum:)

şimdi de yatmaya gidiyorum

Hiç yorum yok: