3 Aralık 2008 Çarşamba

ağrının anatomisi


ağrıdan yaşlılar bahseder.
çekerken biz de ballandıraballandıra anlatmak istemez miyiz hiç. birini kıstırsak daaa... hiç bi tepki ifademizi karşılayamaz. ağrısız yarım kulak dinler. kulaktan kulağa böyle gider. yoksa, ı-ıh. dayanılır şey değil.
1. hayır ağrıya alışılmaz. ağrıyla aptallaşılır. her bir an dibine dek onu çekersin, anlar saat- gün hesabına vurulunca bunu yaşadığına inanamazsın.
2. ağrı mutluluğu tanımlar: ağrısızlık. bu hali daha ağrı başladıktan yarım saat sonra unutmuşsundur. eğer bi umarın yoksa. şükran; bi umar yüksek oranda vardır.
3. ağrı yaşamındaki duygusal fazlalıkları tespit eder. kıvranırken ve nasıl bir aptalsan da bekliyorsan saatlerdir ve daha da saatlerce bekleyeceğini bilerek, hayatını ve oraya topladığın karakterleri gözünün önüne getirirsin. duygusallıktan bir çöp yığını. yüzde onu bi ihtimal iyi de kötü de olsa değer. zaman eyleme. ayak oyunları. akıllı bir ağrı çeken ders alabilir umarım.
4. konuşmak iyi gelmez. ama kötü de gelmez. ağrı aynıdır ama dikkat bölünebilir. biriyle konuşmak değil. havaya konuşmak. biriyle konuşmak ağrıyı konuşulan kişinin böğrüne böğrüne saplayacağın bir kılıç gibi hayal ettiğin noktada onu derhal kendi iyiliği için kovalamak gerekir.
5. ağrı bakmayı güçleştirebilir. geçici bakışlarda yanılsamalrda oyalanma cesaretini kırsa da bi kaç saniyelik çalıntı alınamayan hazlara tanık olunabilir.
6. öyküler uydurtur. aağrı geçince anlamları kaybolmuş gibi gelir. çünkü ağrıyla yazılmaz. akılda kalanla ağrısızken yazılır. şiddet gitmiştir. ruhsakin köşesindeki yerine geri dönmüştür. tehdit altındaki boğa gibi matadorunu aramıyordur etrafta.
7. ağrı unutulmalıdır. pundunda bekleyen bir tehdit gibi kabul edilerek yaşanmaz. yoksa insan soyu bu sayıya asla varamazdı.
8.herkes dayanır.

Hiç yorum yok: