6 Şubat 2016 Cumartesi

keyfi yasak, yasak ve cezasızlık üzerine

DELİNATÖR!!!

delinatör
çok şaşkınım!. adı buymuş! delinatör. delinatör. delinatör.
defalarca söylemek ve asla unutmamak istiyorum.
tureng* e sordum. çünkü merak ettim. delineytır/delinator yazdım. ama bu artık zaten türkçe olmuş, bana ingilizce karşılığını verdi! :) ben de aynını tureng'ten bi daha sordum. aha da bu oldu:


* tureng: bir ingilisce-türkçe online sözlük. çevirmenlerin dost sözlüğü idi bi zamanlar, hala öyle mi bilmiyorum.

bu delinatörler, ki ben adlarını şimdi bu vesile öğrendim, fena halde ilgimi çekiyorlardı. bunlar bi süredir ortalıkta. kara yollarında bir süredir ortalıkta olan pek çok şey dikkatimi çeker yıllardır. çocukluğumda şehirler arası yolların kenarlarına kedigözü tabir ettiğimiz şeyler konulduğunda başladı bu. benim çocukluğum hakikatten çok yıllar önce.

ctp yol kenar dikmesi
evet benim kedi gözü dediğim şeye ctp yol kenar dikmesi diyolarmış.

şimdi aklıma geldi, öğretmenliğinin ilk yıllarında zorunlu hizmetini çok soğuk illerden birinin bir köyünde yapan bir arkadaşım, (çok birli cümle) orada çocukların bu ctp yolkenar dikmelerini (adını o da bilmiyodu, ayağıyla vurup göstermişti) söküp, onları ayaklarının altına bağlayıp kayak kaydıklarını anlatmıştı. çünkü bu minnak ctp'ler bir bu kadar da toprağın altında devam ediyorlar. çocukların hepsi kayak kayıyormuş yani o köyde. ben hep çok korkmuşumdur. hiç aklıma gelmedi, gideyim de karlı bir dağa ders kurs vb görüp nedir bu, nasıl olur deneyeyim. 

demem o ki, ctp'lerle başlayan bu trafikte birden başlayıp her yeri saran işaretçi kullanımı, ben büyüdükçe tabi, ithalatçı firma, ihale almak gibi kavramlarla neşr olarak boyutlandı.sanıyorum son iki yıldır da bu turuncu delinatörlere bakıp duruyorum.

turuncu dedim ama bir bakınız ne de sevimli renklileri var imiş:


sanırsın super mario şehrindeyim, etraf cıvıl cıvıl! ben başka bir rengini fark etmedim, varsa yoksa turuncu. bir takım nizamnamelerle, yönetmeliklerle belki de belirlenmiştir, şuraya şu, buraya bu.

delinatörlerle ilgili beni delirten şey bir kere çok fazla olmaları. her yerde olmaları ve daha da önemlisi  eğilip bükülebilir  olmaları. bunu bir otomobil üzerinden geçip gittikten sonra anladım! ve işte o an, tam o an kafama dank etti! bu memlekette yasaklar, sadece o yasaklara uyma eğiliminde olanlar için. yasağa uymak istemeyenleri üzmemek için de yasağa sapmayı önleyecek "engel"ler canlı renkli, ama işlevsiz yapılıyor! böyle okuyorum, böyle anlıyorum.

bu arada son dönem,  kurallar ve kuralların mantığı, kuralların sınırları ile, kuraldan çok kuralcılar, kurallara uyumlular, septikler ve kurallar tüylerini diken diken edenler, insana da kurala da inançsızlar üzerine ve  tüm bunlar ve ben üzerine biraz aklım kırık. (zihnim karışık'a alternatif olarak) bilen bilir, bir mevzu üzerine odaklanıp rasyonel düşünme süreçlerine sahip değilim. kafamda demlendirme süreciyle bir takım sonuçlara ulaşırım. çoğunlukla sonuca ulaştığımda, arayışta olduğumu çoktan unutmuş olurum. dedim ya, bilen bilir. şu an bu mevzular üzerine kafam kırık. bu kadar.

gelelim delinatör'e. delinatör, benim için memleketimde cezasızlığın endemik bir yozluk oluşunun ispatı, varlığa bürünmüş hali, timsali vb.  mesela turist olarak başka bir ülkeye gitsem, ve havaalanından çıkarken her tarafın carıl carıl turuncu olduğunu görsem, öncelikle görgüsüz bir memlekete geldiğimi düşünürüm, lüzümsuz fazla kullanım yüzünden, vatandaşın vergisinin göstermelik şeylere harcanmışlığından felan. sonra otomobilin, otobüsün vb biri o turuncu şeylerden birinin üzerinden geçip gitse, hukuğun, kuralların, cezanın tamamen yalan olduğu bir ülkede bulunduğumu anlarım diye düşünüyorum ben.
daha bir sürü fotoğraf çekmek var aklımda. çeksem de koysam burada bir sürü olsa.

Hiç yorum yok: