7 Ocak 2010 Perşembe

bir giriş




james cameron ihtişam ve klişe anlamına gelen amerikalı bir yönetmendir benim için ve yine yeni yeniden, avatar sonrası, evet halen öyledir.

daha sonraya bırakmak zorundayım, gözlerim kapanıyor, ancak tepemin ilk nerede attığını söylemeden uyuyamam. na'vi ablamız neytiri ile avatarında ikame etmekte olan muhteşem insan örneği jakesully birbirlerine ilanı aşk edip öpüştüklerinde! (bikaç yıl uyunarak varılabilen "pandora"da da aşk ifadesi olan öpücüğü, evrensel addetmekle kalmayıp, fransızların da tüm kainatta bu bahisteki tanıtımlarının layıkıyla yapılacağına inanmak istiyorum!) evet tam o zaman. işte o an film beklenen raya oturmuş, doludizgin klişe rekorlarına koşmuştur.

eklemem gerekir ki, yeraltında az bi zenginliği olan her bir milletin ufak ufak kendi "database" ağaçlarını türetme yönünde çalışmaya başlamaları elzemdir. çünkü çok uluslu şirketler (amerika eliyle) her daim bi yerlerdeki bir takım kaynaklara göz dikip, filmde "dünya" insanlarının yaptıklarını dünyanın herbir yerinde yapıp durmaktadır. ırak halkı doğayla barışık olsa bir milyon kişi ölmeyecekti mi demeli? bir ayı dolmadan hiper gişe yapan filmde, bakmak gerek bilmemkaç izleyici aynı anda aynı şeye gıcık olup, aynı şeye hislenirken, dünyada herbir an aynı ritüel tekrarlanıyor tekrarlanıyor tekrarlanıyor. james abi de arada sırada birkaç cümleyle gönderme yapmış zaten.
(tembellik edip alıntıyı imdb'den yaptım, sadece fragman alıntıları vardı:( idare ediniz.) başka bir çok örnek izlerken farkedilebilir.


Jakesully: They've sent us a message... that they can take whatever they want. Well we will send them a message. That this... this is our land!
Jakesully: bize bir mesaj gönderdiler... istedikleri herşeyi alabilirlermiş. pekala, biz de onlara bir mesaj göndereceğiz. burası bizim topraklarımız!

eh bunu halen demek isteyen, demesi gereken, demekte olan bir çok yer var, ama tercihen uzaylıları daha sempatik buluyoruz.
(shell, nijerya'nın tümünü ısıtabilecek petrol artığını, tesis kurmaya para harcamak istemediği için basitçe yakarak yokediyor ve o topraklarda yaşayan insanları zehirliyor. onların topraklarından çaldığı kaynakla, bırak onlara yardım etmeyi, bir de öldürüyor. eh, anlaşmalar halklarla yapılmaz...)


AVATAR:
evet doğa ne güzel. spritüelizm ekle sübtil olsun, harmoni hallelujah, aşk olmazsa olmaz, kötü adam çok kötü olsun, ne kadar negatifimiz varsa alsın toplasın, görsellik, yepisyeni teknoloji, çin de üretilmiş gözlükler. (parayla verir, geri de alırız)

haklı öfke, doğru tarafta olma, garantili sunum. bize tam da lazım olan budur.

kazandırdığımız milyarlarından kesilecek vergi, neredeki hangi kaynağı çalmaya çıkarılacak askeri bütçeye destek olacak acaba?


zeitgeist addendumdan derlenen, bu güne kadar kaynak kurutmak amaçlı bir kısım hareket:

1953 İran: Petrolün yabancı şirketelere daha pahalıya mal olmasına neden olan Musaddık rejiminin devrilip yerine Şah Pehlevi’nin getirilmesi.

1954 Guatemala: Yönetime geldikten sonra yabancı şirketlerin çıkarlarına zarar veren Arbenz’in devrilip yerine şirketlerin eski pozisyonlarına dönmesini sağlayacak birinin getirilmesi.

1981 Ekvador: Ülkesindeki petrol kaynaklarının kontrolünü ele geçirip çıkartılan petrolden ABD’nin çokuluslu şirketleri yerine halkının yararlanmasını isteyen Jaime Roldos’un şaibeli bir uçak kazasında ölümü.

1981 Panama: Kanalı geri alan Başkan Omar Torrijos’un bir uçak kazasında ölümü.

2002 Venezüela: Venezüella petrolünü Venezüella halkı için kullanmaya çalışan Chavez’e CIA destekli darbe düzenlenmesi.

2003 Irak: Saddam’ı ekonomik ya da siyasi anlamda iktidardan düşüremeyen ABD’nin askerlerini yollayıp devirmesi…

Hiç yorum yok: