28 Ekim 2009 Çarşamba





13th floor'u izledikten sonra

bir tür kişilik bölünmesi ilizyonundayım. gündüz ghost hound'u beş bölüm izleyerek tamamladıktan sonra gecenin sonunda, Thirteenth floor'u seyredince, fazla yükseldim. simülasyonun içindeki, kendimin ta kendisi, bihaber olan karakter gibi hissediyorum kendimi (vay) "bir yerlerde gerçeği var, ben bunu neden ciddiye alayım ki şimdi?" gibi...


aynı his ghost hound'da da çok fena vardı. ama orada "uzaklaştıkça kendine dönersin" gibi birşey daha çok.

180 dereceden sonra varılan 360 derece gibi.
yolculuğun her bir anında, o an'ın "ben" ini gerçek zannederek. ve her bir anı 180 derece, ya da 360...

büyüleyici.

Hiç yorum yok: